FÜTÜRİST AKIMIN HIRÇINI: VLADİMİR MAYAKOVSKİ





Vladimir Mayakovski ismini yeni duyanlar onunla tanışırken yüksek ve hırçın bir sese kendilerini hazırlamaları gerekir. 14 yaşında başlayan dünyaya tepkili hali büyümeden yaşlanmasına sebep olmuştur. 1893 yılında Gürcistan’da doğan bir dönemin Fütürist akımın en önemli temsilcisi bu isim yıllarını hep karşı olmak üzere geçirir. Çok küçük yaşında ise bu tutumu yüzünden hapis yatmak zorunda kalır. Kısa bir tutsaklığın ardından Moskova Resim ve Sanat Okulu’na kayıt olur. Devrin en önemli Sosyalist sanatçıları arasında yer alır.


Ele avuca sığmaz bu adamı zapteden bir aşk 1915 yılında semtine uğrar. Lili adında bir hanımefendi ile tanışmasının ardından şiirleri birazda Lili kokmaya başlar. Aragon adlı tanıdığının ona “Mutlu aşk yoktur!” demesi ile bu hırçın çocuk Mayakovski, “Aşk benim için her şey midir? Her şey ama başka biçimde. Aşk, bir yaşamdır. İşte bu en önemlisi. Şiir, iş, kısaca her şey buna bağlı. Aşk her şeyin kalbi. Bu kalp ölünce her şey ölüp gider, anlamsızlaşır. Ama yürek çalışırsa, her şey üzerine konuşulabilir. Yüreğimin çalışmasından yoksun kalırsam ölürüm.” diye karşılık buldu. Bu zapt edilemez dik başlı şair Lili’nin gölgesinde küçük çocuğa dönüşür. Uzun süre birlikte zaman geçirirler. Fakat kavuşmak mümkün olmaz. Lili, Mayakovski’li anlarını şöyle anlatır:
“1915’ten ölümüne dek, tam on beş yıl ortak oldum Vladimir Mayakovski’nin yaşamına. (…) Ossip Brik ilk kocamdı. Kendisini on üç yaşında, ilk devrim sırasında, yani 1905’te tanımıştım. Lisemdeki siyasal iktisat dersini yönetmekteydi. 1912’de evlendik. Mayakovski’yle seviştiğimizi söylediğim zaman, üçümüz oturup birbirimizden ayrılmamaya karar verdik. Mayakovski’yle (Ossip) Brik daha o zaman ortaklaşa bir edebiyat çalışmasıyla, ortaklaşa fikirlerin yarattığı bağla çok yakın dosttular. Böylece hem iç hem dış dünyamızda bir arada yaşadık.”



Aslında burada süren aşkın ilginçlikleri de Lili’nin itirafı ile ortaya çıkmakta. Uzun süre üç kişilik bir birliktelik ile pek rastlanamayacak bir durumu yaşamışlar. Bu garip aşktan ise bu günlere birçok mektup kalmış.

 “Korkma, yavrum. Bir daha öyle olmayacağım. Eğer öyleysem, senin o minik gözlerine görünmemeye çalışacağım.
Bir şey daha var: Senden zorla sevgi dolu sözcükler koparmaya çalışırsam, sakın korkma benim minik güneşim. Onları özellikle ben dertlenmeyeyim diye yazdığını biliyorum. Onlara dayanarak hayal kurmuyor, senin yönünden herhangi bir ‘bağlanma’ uydurmuyor, onlar aracılığıyla bir sonuca varmayı ummuyorum.
Üzme kendini, rahatına bak. Günün birinde beni yine bütün sözleşmelerin dışında, bütün o garipliklerimden arınmış olarak beğenirsin belki.
Başın üstüne yemin ederim ki, bütün kıskançlıklarıma rağmen, onlarla birlikte, şen ve esen olduğunu öğrendiğim zaman büyük bir mutluluk duyuyorum.
Bu mektuplardan ötürü fazla azarlama beni.
Seni ve küçük kuşları öperim.”

Yorumlar

Popüler Yayınlar